Cílový jazyk: Turecky
Tek başına yürümeyi seçti.
DiÄŸerleri, sebebini merak ettiÄŸi halde.
Önüne bakmayı reddetti,
Gözlerini yukarıya doğru dikti,
Gökyüzüne doğru.
Yoldaşları yoktu.
Dünyevi şeylere ihtiyacı da yoktu.
İstediği sadece özgür kalmaktı
HissettiÄŸi kukla iplerinden.
Bir kuş olmanın hasretini çekti.
Uçup gidivermenin.
Her bir çimen yaprağına acıdı
Dikildilerse, dayanırlar diye.
Bir alev olmanın hasretini çekti.
Tek başına ışıl ışıl dans etmenin.
Buğuyu kıskandığını hissetti
Havayı, onun yegane yuvası yapan.
Kimisi, çok fazla diledi, der.
Kimisi, çok uzun süre diledi, der.
Ancak, bizler bir sonbahar günü uyandık
Gittiğini anlamak için.
Kimisi, çok fazla diledi, der.
Kimisi, çok uzun süre diledi, der.
Ancak, bizler bir sonbahar günü uyandık
Gittiğini anlamak için.
Tek başına yürümeyi seçti. Oysa ki, diğerleri…
Dediler ki, ağaçlar şahit oldular
Gökyüzü anlatmayı reddetti.
Ama, bunu gören birisi
Hikaye güzel bitti, dedi.
Kollarını ardına kadar açtı.
Şafak sökümünde nefes aldı.
Tutunduğu her şeyin öylece gitmesine izin verdi...
Ve sonra da gitti.