| | |
| | 9 Νοέμβριος 2012 01:23 |
| | merhaba, Mesud,
ve eline saglik!
2ci cumlede ufak bir-iki nokta:
'In this way the community undergoes constant transformation as it also transforms its members.'=> 'Böylece/bu şekilde, toplum, kendi üyelerini de dönüştürdüğü gibi, sürekli bir dönüşüm geçirir.' |
| | 9 Νοέμβριος 2012 14:17 |
| | Teşekkürler
'As' burada 'since/because/for' anlamında kullanılmış. O yüzden onu 'gibi' diye çeviremeyiz. |
| | 14 Νοέμβριος 2012 17:04 |
| | evet, bir daha baktim da haklisin, Mesud,
'...kendi üyelerini de dönüştürürken, sürekli bir dönüşüm geçirir..' anlaminda, degil mi? |
| | 14 Νοέμβριος 2012 17:20 |
| | 'Kendi üyelerini de dönüştürdüğü için...' olmalı. |
| | 29 Ιανουάριος 2013 18:42 |
| | (( |
| | 29 Ιανουάριος 2013 20:50 |
| | Son cümle biraz sorunlu, şöyle daha iyi olur:
Müzakere yoluyla böyle bir toplum oluşturmak/kurmak, öğrencilerin birbirlerini tanımasına ve birlikte çalışmasına yardım etme amacı güden metotlarla toplum geliştiren diğer yaklaşımlardan adil toplum yaklaşımını ayrı bir kefeye koyar.
Not: Metin parçalanmış. Tamamı aşağıdaki gibidir:
EN: The enculturation process is not,however,a one-way street from the culture of the community to the individuals who enter it. Members of the community not only buy into the existing culture of the school but dedicate themselves to transform that culture by making into more just. In this way the community undergoes constant transformation as it also transforms its members. The engine for moving the community forward toward greater justice is participatory democracy in which members of the community discuss the norms and rules they will adopt to promote the common good. This forging of community through shared deliberation marks off the just community approach from other approaches that foster community through processes designed to help students get to know each other and work together.
TR: Ancak, kültürlenme süreci, toplumun kültüründen başlayıp ona sonradan giren bireylere kadar uzanan tek yönlü bir cadde değildir. Toplumun üyeleri salt okulda var olan kültürü benimsemez, aynı zamanda kendilerini o kültürü daha da adil hale getirmek üzere değiştirmeye adarlar. Bu yolla, toplum, kendi üyelerini de dönüştürdüğü için sürekli bir dönüşüm içerisinde olur. Toplumu daha fala adalet yolunda ileriye taşıyacak olan araç, toplumun üyelerinin kamu yararına benimsedikleri normlar ve kuralları tartışabildikleri katılımcı demokrasidir. Müzakere yoluyla böyle bir toplum oluşturmak/kurmak, öğrencilerin birbirlerini tanımasına ve birlikte çalışmasına yardım etme amacı güden metotlarla toplum geliştiren diğer yaklaşımlardan adil toplum yaklaşımını ayrı bir kefeye koyar. |
| | 29 Ιανουάριος 2013 22:52 |
| | Sevgili Mesut,
Orijinal teklife dokunmamak lazım. Beğenmezsek red ederiz. Teklifi verenin konuyu düşünmesi gerekir.
Her zaman söylediğim gibi kendinizi zorlamayın. Örnegin "cadde" tanımı buraya uyuyor mu?
Bence bu bir "ev ödevi" ve bu yüzden daha baştan "tarafınızdan" red edilmesi gerekirdi. |
| | 30 Ιανουάριος 2013 01:25 |
| | >Orijinal teklife dokunmamak lazım. Beğenmezsek red ederiz. Teklifi verenin konuyu düşünmesi gerekir.
Orijinal teklife dokunalım demedim ki ben! Amacım metnin bütününü göstermek.
>Her zaman söylediğim gibi kendinizi zorlamayın. Örnegin "cadde" tanımı buraya uyuyor mu?
Yazar kültürlenme sürecini "cadde"ye benzetmiş. Ben "kendimi zorlayarak" bu kelimeyi türetmedin. İngilizce aslında böyle yazıyor. 'Street' başka ne olabilir ki? Aynı anlamı karşılayacak başka teşbihler de yapılabilir, ama orijinal metinde 'street' denmiş. Başka türlü çevrilemez. Ve evet uyuyor.
>Bence bu bir "ev ödevi" ve bu yüzden daha baştan "tarafınızdan" red edilmesi gerekirdi.
Birincisi neye göre, kime göre ödev? Nasıl belirleyeceğiz bunu? Türkçe-İngilizce dil çiftinde olsa anlarım. İkincisi, olan olmuş. Neyin tartışmasını yapıyoruz burada?
Son olarak bir öneriniz var mı? Yoksa beyhude zaman harcamayalım - gereksiz noktalara yoğunlaşarak. |
| | 30 Ιανουάριος 2013 20:07 |
| | Bence;
"Ancak, kültürlenme süreci, toplumun kültüründen başlayıp, sonradan ona giren bireylere kadar uzanan tek yönlü bir süreç değildir. Toplum, bu yolla üyeleri de farklılaştırdığı için sürekli bir dönüşüm içerisindedir. Toplumun müzakere yoluyla paylaşılan bu ilerlemesi, öğrencilerin birbirlerini tanımasına ve birlikte çalışmasına yardım etme amacı güden metotlarla, toplumu geliştiren diğer yaklaşımlardan, hedef toplum yaklaşımını ayrı bir kefeye koyar.
Ben şahsen, isteğin ödev olup olmadığını, teklifi yapan kişinin verilerine bakarak karar veriyorum. |
| | 31 Ιανουάριος 2013 02:38 |
| | Tek yönlü bir süreç --> a one-way process (metinde böyle bir şey yok)
Tek yönlü bir cadde --> a one-way street
Toplumun müzakere yoluyla paylaşılan bu ilerlemesi --> What the heck is this? !! Paylaşılan ilerleme? Bu demek oluyor? |
| | 25 Μάρτιος 2013 13:19 |
| | selamlar
Mesud, son cumle icin bahsettigin duzeltme bana da uygun geldi - o sekilde duzelttim bile.
'one-way street' icin 'tek yönlü bir yol' ifadesi cok yerinde olmaz mi, ne dersiniz?
|
| | 29 Μάϊ 2013 12:12 |
| | Mesud, selam.
bu son mesajimi gormemis olabilecegini dusundum... CC: Mesud2991 |
| | 29 Μάϊ 2013 12:59 |
| | Ah evet. "Tek yönlü bir yol" olabilir. Teşekkürler. |
| | 8 Ιούνιος 2013 14:16 |
| |
bir de 'giren' kelimesini 'katılan' olarak degistirdim. |