Γλώσσα προορισμού: Τουρκικά
Aşkın kapımdan gittiğini gördüm,
Daha önce hiç bu kadar yakın olmamıştı,
Ne de bu kadar kolay veya yavaÅŸ,
Uzun süredir karanlıktaydım,
Bir şey doğru olmadığında yanlıştır.
Giderken beni yalnızlaştıracaksın.
Canavar bulutlar yükseklerde,
Ben sadece çaresiz aşkı bilmişim.
O beni hep aşağıdan vurdu.
Bu defaki daha doÄŸru,
Tam hedeften, doÄŸrudan.
Giderken beni yalnızlaştıracaksın.
Mor yonca, Kraliçe Anne danteli,
Yüzünü çaprazlayan kırmızı saç,
EÄŸer bilmiyorsan beni aÄŸlatabilirsin.
Ne düşünüyordum hatırlayamıyorum
Beni çok fazla şımartabilirsin, aşkım,
Giderken beni yalnızlaştıracaksın.
Yamaçtaki çiçekler delicesine açıyorlar
Cırcır böcekleri kafiyeli bir şekilde karşılık veriyorlar,
Mavi nehir sessizce ve tembelce akıyor,
Seninle sonsuza dek kalabilirim,
Ve asla zamanı fark etmeden.
Durumlar acıklı son buldu,
Tüm ilişkiler kötüleşti.
Benimki, Verlaine'ınkine ve Rimbaud'a benzedi.
Ancak karşılaştırabileceğim hiçbir yol yok
Bu olayın tüm sahnelerini,
Giderken beni yalnızlaştıracaksın.
Yaptıklarımı şaşırttıracaksın bana,
Ardında kalıyorum sensiz,
Dediklerimi şaşırttıracaksın bana,
Bana kendimi azarlattıracaksın.
Seni eski Honolulu’da arayacağım,
San Francisco’da, Ashtabula’da
Şimdi beni terk etmek zorundasın, biliyorum,
Ama seni yukarıda gökyüzünde göreceğim,
Uzun boylu otlarda, sevdiklerimde,
Giderken beni yalnızlaştıracaksın.