Γλώσσα προορισμού: Τουρκικά
'Evet, masanın altında', dedi. 'Ay, onu çok istedim, bir kedim olsun istedim'. Kız İngilizce konuşunca hizmetçinin yüzü gerildi.
'Sinyora gelin', dedi. 'İçeriye girmeliyiz, ıslanacaksınız'. Amerikalı kız 'bence de', dedi.
Çakıllı yol boyunca geri gittiler ve kapıdan geçtiler. Hizmetçi dışarıda kalarak, şemsiyeyi kapattı.
Amerikalı kız ofisin yanından geçerken, patron masasından eğilerek selam verdi. Birşey kıza cok küçük ve zayıf hissettirdi. Patron* ona kendisini cok küçük ve ayni zamanda gerçekten önemli hissettirdi. Kız bir anlık muazzam öneme sahipmiş duygusuna kapıldı. Merdivenleri çıktı. Odanın kapısını açtı.
George yatakta kitap okuyordu.
Kitabı bırakarak 'kediyi aldın mı?', diye sordu.
'O gitmiÅŸti.'