| |
|
Oversettelse - Tyrkisk-Engelsk - Sevgili Neslihan hocam. Sizin gibi ...Nåværende status Oversettelse
Denne teksten kan bli sett i de følgende språkene:
| Sevgili Neslihan hocam. Sizin gibi ... | | Kildespråk: Tyrkisk
Sevgili Neslihan hocam. Sizin gibi birini tanıdığım için kendimi çok şanslı hissediyorum . . İnsanların bazen kendilerini çok rahat şekilde ifade edemedikleri anlar olur. Sanırım şu anda o anlardan biri. Sizi gerçekten çok seviyorum. Sadece bir öğretmen gibi değil arkadaş gibi de. İnanın siz mutlu olunca mutlu oluyorum. Tek korktuğum şey sinirli olduğunuz zaman. Ya da kendimi tam olarak ifade edemediğim zamanlar. Kendi bölümüme geçtiğim zaman gerçekten sizle geçirdiğimiz zamanları fazlasıyla özleyeceğim.
|
|
| My dear Professor Neslihan,I feel ... | OversettelseEngelsk Oversatt av aydin1 | Språket det skal oversettes til: Engelsk
My dear Professor Neslihan, I feel very lucky to have met someone like you. There are moments sometimes when people cannot express themselves comfortably. I think this is one of those moments. I truly, really like you. Not only as a teacher, but also as a friend. Believe that when you are happy, I am happy. The only thing I fear is the time you get upset or the times I can't totally express myself. When I transfer to my own department, I will really miss the times I spent with you most of all. |
|
Siste Innlegg | | | | | 6 Mai 2010 02:40 | | | Hi aydin 1,
Any different option you want to suggest, must be placed in the remarks, not in the field of translation, OK?
About that 'title' you mention for a teacher...isn't there, in English, a title that matches the original?
Also, what do you mean by "restricted"? | | | 6 Mai 2010 03:02 | | | Sorry about notes in the text. I have seen the Turkish word "Hoja" used in English before, but I guess one could say "Professor." "Restricted" is maybe "off limits" or "unavailable."
| | | 6 Mai 2010 12:36 | | | OK. I'll change it into "unavailable" and set a poll. Perhaps other users can help us. I really don't understand that line | | | 6 Mai 2010 15:24 | | | Hello. I think it should be "sinirli" instead of "sınırlı" ( they have totally different meanings) in the original text because there are some other tiny errors in spelling in the text as well. In this case, the sentence will make more sense as "sinirli" means "angry". So the sentence should be changed as: "The only thing I fear is the time you are angry..." and the rest is fine I think. | | | 6 Mai 2010 16:42 | | | I think you may be right cheese
It makes a lot more sense.
sinirli = nervous, irritable, upset, pissed off, mad, etc.
sınırlı = limited, restricted, scarce, etc.
I guess we should edit the original before validating the translation | | | 6 Mai 2010 16:43 | | | | | | 6 Mai 2010 18:27 | | | Exactly
So the text should be:
Sevgili Neslihan hocam. Sizin gibi birini tanıdığım için kendimi çok şanslı hissediyorum . . İnsanların bazen kendilerini çok rahat şekilde ifade edemedikleri anlar olur. Sanırım şu anda o anlardan biri. Sizi gerçekten çok seviyorum. Sadece bir öğretmen gibi değil arkadaş gibi de. İnanın siz mutlu olunca mutlu oluyorum. Tek korktuğum şey sinirli olduğunuz zaman. Ya da kendimi tam olarak ifade edemediğim zamanlar. Kendi bölümüme geçtiğim zaman gerçekten sizle geçirdiğimiz zamanları fazlasıyla özleyeceğim.
| | | 6 Mai 2010 18:42 | | | | | | 6 Mai 2010 19:15 | | | I've edited the original according to your suggestions, cheesecake.
aydin1,
Now, we've got to decide about the adjective we'll use.
Which one do you think fits better? | | | 7 Mai 2010 03:31 | | | "Upset" sounds best to me. | | | 7 Mai 2010 09:30 | | | "Tek korktuÄŸum ÅŸey sinirli olduÄŸunuz zaman." should translate like "The only thing I fear is when you become irritated." instead of "unavailable" |
|
| |
|