Sproget, der skal oversættes til: Tyrkisk
Insan, eğer eseri sadece sanat tarihi ucubesi olarak -lüzumlu tarihi bilgileri ve bağlamlarında olmadan- görmeyip, aynı zamanda bir hayat hikayesine ve bir kadere sıkı ve koyu bağnazlığa yakın bir özdenetim ile meşru ve ikna edici bir cevap olarak konulaştırırsa, o zaman, insan bu sanatın içinde, bütün Avrupa Sanat Tarihi’nin estetik bir elçiliğini direk kendi özgünlüğü uğruna, sonunda hakkı olan konumu alması gerektiğini anlar.